Yapacağımız çok basit olsa da kimse kolay olacağını söylemedi. Rehavetle hayal kırıklığı yaşadık ama hüsran, kesinlikle değil.
Dalgaya aldık ama Sarıgül affetsin, doğrusu onunkiymiş. Bilemedik fakat öğrendik.
Elbette işi daha sıkı tutsaydık, ilk turda da bitirebilirdik.
Gaflet.
Akabinde şaşkınlık ve yanıt arayışı. Manipülasyonlara müsait, rahatsız edici atmosferde karanlık noktalar.
Toplumun yarısından fazlası; seçim canavarı, yılların otoriter tek adamına; yirmi yılı aşkındır yaptıklarına ve memleketi getirdiği noktaya bakarak bir kez daha,
“İlk tercihimiz sen değilsin.” dedi.
Üstelik bunu; bilhassa son on senedir, eline geçen her fırsatta ve çeşitli şekillerde iradesini ortaya koyarak ifade ediyor.
Bu nedenle muhtemeldir ki son tercihi de o kişi olmayacaktır.
Dünümüz, bugünümüz ve yarınlarımız, en temel hak ve hürriyetlerimiz, insanca ve onurlu yaşam mücadelelerimiz, hayallerimiz; gündelik politikaların, hamasi ve popülist söylemlerin kısır tartışmaları içerisine, polarizasyona, nefret diline, bu çağa ve dünyaya ait olmayan fikirlere ve de göz boyamalarına hapsedilemez.
Tüm ayrımcılıkların ve baskıların ortadan kaldırıldığı, yaşamı temel alan, fırsat eşitliğinin sağlandığı, daha adil ve özgür bir ülkede; yoksulluk kader değildir ve hangi ölçekte olursa olsun, afetlerin felaketlere dönüşmesi önlenebilir.
Kimse isteği dışında bir şeye zorlanamaz, hiçbir şey zorla dayatılamaz, kişinin iradesine ipotek konulamaz, şantaj yapılamaz ve rıza inşa edilemez.
Halkımız kendine maliktir, iradesine sahip çıkar ve tercihlerinin arkasında durmayı bilir.
İşlerin böyle gitmeyeceğini, sürdürebilmenin mümkün olmadığı aşikâr.
Şu anda dahi vuku bulan şeyin, dışında kalmaya çalışsak da mâni olmak istesek de nafile. Değişim, bizim dışımızda olsa da biz onun içindeyiz.
O yüzden; şimdiden kınalar yakmaya başlayan, avuçlarını ovuşturan mezar hırsızları, fırsattan istifade tarihin akışına yön vermeye çalışan uyanıklar; boşuna sevinmeyin.
‘bu cehennem, bu cennet bizim.’
Kararlıyız, bizi boğan bu deli gömleğini reddediyoruz ve değiştireceğiz.
Ve bakalım bizi neler bekliyor, yaşayıp göreceğiz.
