Yaşanan felaketin sorumluluğunu üstlenmediği gibi sonrasında görevini yapmaktan aciz, yetmezmiş gibi ‘krizi fırsata çeviren’ yarattığı ‘felaket ekonomisi’ marifetiyle halkın elinde avucundakiyle ‘kâr getiren alışverişler’ yapan insanlıkla bağlarını yitirmiş bir sistem.
Çeyrek asra dayanan iktidarında; artık kendini tüm kanun ve iradelerin üzerinde gören, bir ‘parti devletin’ hükümeti ve tepeden tırnağa; pisliğe ve yolsuzluğa bulanmış, işlevsiz yozlaşan kurumları.
“Nerede bu devlet?” diye soranlar; dayanışmayı ören, merhem olan, hesap soranlara baksın. Zira ‘kahraman polisimiz’ ‘yine tarih yazdı.’
Bu şartlar altında, “Nerede bu devlet?” sorularının yerini;
“Hükümet istifa!” taleplerinin alması kaçınılmazdır.
Çığ gibi büyüyen bu çığlıkların önünü almaya çalışmak boşunadır.
Engellenemez.
Karşısına çıkan ne varsa kasıp kavurur, siler süpürür.
Sonra, ‘yepyeni bir güneş doğar.’